Yaklaşık yüzyıl evvelinden fotoğraf geliyor gözümün önüne. Zifiri karanlıkta bir bankın kenarına oturmuş belli belirsiz siluet. Fransızların "Işık Şehri" dediği Paris’te karanlığa gömülmüş ağzında sigarasıyla genç bir adam.
Kafka dağı ve kamünün sisif efsanesi / önemli değil aşılacak kaf dağı unutma bu sesi...
LE TRİO JOUBRAN
Düşünürken, koşarken, severken, ağlarken, aşık olduğumda kısacası yaşarken hep onlar arka planda. Yürürken onların parmaklarına ayarlı adımlarım, soluk alıp verişim onların hızına göre değişiyor ve tabii ki aşk onların melodilerine göre şekil alıyor.
Kalemi kağıdı alıp şiir yazasın geliyor onları dinlerken veya aşık olmak istiyorsun. İsmet Özel şiiri mırıldanırken buluyorsun kendini ritmin eşliğinde. Yağmurda yürümek, o hep evin önündeki kediyi okşamak, vapura binip denizi izlemek, susmak istiyorsun, derin derin susmak. Yaşamak istiyorsun, sonuna kadar yaşamak. Bize bu coğrafyayı yaşamdan münezzeh kılmış ademlere inat yaşamak.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)