Bu yazıyı yazarken tarih 1 Nisan'dan 2 Nisan'a yeni geçmiş bulunmakta. Dünya üzerinde koronavirüse yakalanan teşhis edilen yaklaşık bir milyon insan, vefat eden sayısı ise 50.000 civarında. Tabii bu sayılar İran, Çin gibi güvenilir olmayan kaynakların verdikleri bilgiler ve diğer dünya ülkelerinde de sadece teşhis edilebilen kişilerin oluşturduğu sayı. Yoksa koronavirüsün etkilediği insan sayısı bu verilerden kat ve kat fazladır.
Benim yazımın amacı koronavirüs laboratuvar ortamında mı üretildi, yok CIA, MOSSAD tarafından dünyaya yayıldı, yok ilaç firmaları para kazanmak için bu virüsü üretti gibi deli saçması fakat insanların çokca hoşuna giden söylemler yapmak değil. Bu söylemlerde bulunanların argümanlarına bakınca da hiç bir tutarlı tarafları yok. Bu nedenle sizlerin de bu tuhaf fikirlere ve sahibi zatlara prim vermemenizi tavsiye edip asıl konumuza gelelim.
Koronavirüs sonrası ne olacak?
Koronavirüs bize öncelikli olarak şunu gösterdi; yıllardır anayasası, meclisi oluşturulup birlik olmaya çalışan Avrupa'nın hiçbir zaman birlik olamayacağını. Salgın sonrası en tartışmalı konu Avrupa Birliğinin varlığı ve yapısı olacak. Birlikte ayrılma girişimleri hatta ayrılıklar yaşanacak. Çok uzun süreler varlığı ve amaçları üzerine tartışmalar devam edecektir. Ortak para birimi, ortak sınırlar gibi fazlaca bağlayıcı sebep nedeniyle belki birlikten ayrılmak o kadar kolay olmasa da birliğin yapısı ve amacı üzerine uzunca bir süre tartışılacağı muhakkak. Avrupa özelinde konuşmaya devam edersek son yıllarda hızla artan ırkçılığın maalesef daha fazla artmasına sebep olacaktır. Avrupa'da önümüzdeki süreçte milliyetçi, ırkçı partilerin ciddi oranda yükselişe geçeceğini düşünüyorum.
İkinci olarak ise tartışılacak ve virüs öncesine göre aynı kalmayacağı hatta kalamayacağı muhakkak konu kapitalizm. Hele ki son dönemde vahşi kapitalizm diyebileceğimiz başta ABD ve İngiltere'de ki modern sömürü sistemi virüsten esaslı bir tokat yiyecektir. Kapitalizmi alt edecek, mahvedecek gibi iddialı laflar etmeyeceğim fakat virüsten önceki halinin devam etmeyeceğini, edemeyeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Devletin sağlaması en temel ihtiyaçlardan olan sağlık siteminin dahi Amerika'daki uygulamalarda kapitalist bir meta olarak halka sunulması salgın sonrası gündemi epey meşgul edecektir. İnsanlar devletten bu gibi durumlarda, temel ihtiyaçlarına dahi cevap alamayacaksa devlet olmanın mantığı nedir? Bir sonraki ABD başkanlık seçimlerinde virüsün etkisi ile vahşi kapitalizmin yumuşadığı ve yumuşak kapitalizme geçiş yaptığımızı göreceğiz. Hatta sosyalist başkan adaylarının ciddi oranda karşılık göreceğiniz düşünmekteyim. Sağlık sitemi, eğitim gibi konularda ABD vahşi kapitalist tavrından kesinlikle vazgeçecektir.
Virüs sonrası dünya ile ilgili bir diğer düşüncem ise bizi de ilgilendiren bir konu. Teknolojinin hayatımıza etkisi.Virüsün bizlere olumlu etkisi olarak teknolojinin hayatlarımızı ne kadar kolaylaştırdığı daha rahat anlaşılması olabilir. Örneğin ülkemizde online bir bakanlar kurulu toplantısı yapıldı veya Sağlık Bakanı tüm illerin İl Sağlık Müdürleri ile Skype üzerinden toplantı düzenledi. Virüs öncesi illa bu adamlar Ankara'da toplanır hem zaman hem para kaybına neden olurdu. Şimdi ise başta Devlet olmak üzere tüm organizasyonlar aslında bu teknolojinin çokta kullanışlı olduğunu öğrendiler.
Bunlar virüs sonrası dünya düzeni için bence önemli gelişmeler. İnsanlar kaynakları teknoloji sayesinde daha verimli kullanabilecekler. Evden çalışma sistemini bir türlü kabul etmeyen ve etmemekte direnen, mesai saatlerine aşık müdürler, işverenler halbuki online çalışmanında gayet verimli olduğunu virüs sayesinde deneyimlemiş oldular. Altyapısı olan üniversiteler online eğitime geçtiler. Ödemeler tamamen online yapılmaya başlanıldı. Zaten online alışverişin hayatımıza etkisi hızla artarken bu hız virüs nedeniyle bir kaç misli arttı. Virüs sonrası dünya da online sistemlere, teknolojiye olan yatırım ve bağlılığın daha fazla artacağını düşünüyorum.
Bunlar virüs sonrası dünya düzeni için bence önemli gelişmeler. İnsanlar kaynakları teknoloji sayesinde daha verimli kullanabilecekler. Evden çalışma sistemini bir türlü kabul etmeyen ve etmemekte direnen, mesai saatlerine aşık müdürler, işverenler halbuki online çalışmanında gayet verimli olduğunu virüs sayesinde deneyimlemiş oldular. Altyapısı olan üniversiteler online eğitime geçtiler. Ödemeler tamamen online yapılmaya başlanıldı. Zaten online alışverişin hayatımıza etkisi hızla artarken bu hız virüs nedeniyle bir kaç misli arttı. Virüs sonrası dünya da online sistemlere, teknolojiye olan yatırım ve bağlılığın daha fazla artacağını düşünüyorum.
Koronavirüs sonrası dünya koronavirüs öncesinden çok farklı olacaktır. Özellikle bu süreç uzar, can kayıpları çoğalırsa yukarıda Avrupa ve ABD için söylediklerimin daha şiddetli şekilde gerçekleşecektir. Bir kaç hafta sonra yeniden değerlendirme yapmak üzere.
Şimdilik hoşça kalın.
Şimdilik hoşça kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder