- BERİA -

Dünyanın dört bir yanında ölüme
terkedilmiş mülteci çocuklara ithafen…

Beria
Kader tayin etmeye çalışan ademlerin
yaşamdan münezzeh kıldığı coğrafyanın güzel kızı.
Anne gülümsemesi ile mest olacak gözlerinde
kan, savaş, bomba, füze
ölüm, ölüm, ölüm, ölümler…
Biteyazdı berceste
kesildi söz Beria.
Kurudu irfan çeşmeleri
ölüme susadı ademoğlu.

Senin yeşil ve çok güzel gözlerine sığan ölümlere,
Neden sessiz bu insanlar?
Nasıl eğlenebiliyorlar?
Hayatın akışı niçin değişmiyor?
Neden yas ve matem yok?
Görkemli şehirlerin büyük meydanlarında
niçin yürümüyor takım elbiseli adamlar?

Halep’in yıkılışına şahit gözlere
fer olabilecek şey ne Beria?
Yaldızlı dünyanın eğlencesi, şatafatı…
Hangi güzel söz?
Hangi alicenap ülkenin mülteci kabulü?
Yoksa Birleşemeyen Milletler Topluluğu mu?

Ah Beria…
Tez gelseydi ölüm ve kalksaydı yükü
omuzlarımdaki hayat denen ağırlığın diyorsun
ve haklısın.
Zamanın sözlüklerinde yazmaz
fakat bu adı modern kendi vahşi çağda
yaşamak
Takım elbiseli firavunist adamların
kapitalist, emperyalist ve hatta faşist bir eylemidir.

Senin naif bedenine
çocuksu, mazlum idrakine sığmayacak kadar
ağır ve karaktersiz bir eylemdir
yaşamak bu çağda.

Takım elbiseli ve hatta kravatlı adamların
kendisinden olmayanı zamanı geldiğinde
yılkı atları gibi yerkürenin
ölünebilecek her noktasına dağıttığı
karada, suda, havada
her türlü yer ve şartta ölünebilen
baharın gelmesiyle sağ kalanların toplanıp
yeniden ve başka ölümlere hazırlanacağı
çok modern ve medeni bir çağ.

Halep’in mahir ve kıymetli elleri, kuyumcu ustası baban
yüzüne baktığında o usta ellerin titrediği annen tarafından
takım elbiseli adamlara inat
sevginin kazanacağını ilan eden
fazlasıyla iyi niyetli 
ve bu vahşi çağın dışındaki birlikteliğin 
ürünü olan naif bedenin,
baban, annen ve etrafındaki herkes
payına düşen ölümlerden hakkını tam olarak alırken
-ki payına düşeni tam olarak alabildiği tek şey ölümdür-
dünyanın herhangi bir yerinde
okyanusta, mülteci kampında,
haritada yerini bilmediğin
adını ilk kez duyduğun
lisan-ı kal dairesinde
dost ve müttefik olarak tanımlanan ülkenin
jiletli sınır telinde
bedenlerin olduğu
fakat insanlığın olmadığı utanç denizinde
payına ölüm biçilen o naif bedenin
karaya vuracak.

Senin cansız bedenin
ölüm susamışlığındaki
takım elbiseli, kravatlı
ve hatta papyonlu  adamlar tarafından
 üzüntüyle karşılanarak
“ama” ve “fakat”  içeren derin analizler yapılıp
stratejik cümleler kurulacak.

Senden önce;
Afganistan, Cezayir, Irak ve daha nicelerine
barış ve insan hakkı getiren
üstün başarıları nedeniyle dünyada yılın adamı seçilen
nobeller alan
ödüllere gark edilen
demokrasi havarileri ve
barış orduları tarafından
yine ve yeniden toplantılar yapılarak
barış getirmesi için
yine ve yeniden savaşlar başlatılacak.

Coğrafyalar, havzalar, isimler
mücadeleler değişecek.
Fakat
İleri medeniyet denilen ölüm çukuru
insan hakkı ve demokrasi lafzı
çocuk cesetleri
soğuk ufacık bedenler
takım elbiseli, kravatlı
ve hatta papyonlu adamlar
değişmeyecek Beria.

(2017)

1 yorum: