Silikon Vadisi'nde çok başarılı olan bir Türk ile yapılan röportaja denk geldim. Üniversite eğitimini Amerika'da aldığını ve birinci sınıfta 4.0 ortalama ile bitirdiğini çünkü burada üniversite birinci sınıfta görülen derslerin tamamının Türkiye'de lise eğitiminde verildiğini anlatıyordu.
Peki bizim lise müfredatında anlattığımız konular Amerika'da üniversite müfredatına denkse niçin biz eğitimde bu kadar başarısız oluyoruz. Başarısızlığımızın aslında tam olarak sebebi bu. Okullarımızın dönüşümünü çağa uygun yapamamamız.
Başlayalım anlatmaya.
Son yıllarda müfredat olarak sadeleştirilmeye gidilmiş olsa bile hala çok yoğun ve gereksiz eğitim müfredatımız var. Basit bir örnek verelim. Lise matematik eğitiminde türev, integral konularını ve bu konuların uygulamalarını anlatıyoruz. Halbuki bu konular sadece giriş kısmıyla lisede verilmeli ve detayı üniversiteye bırakılmalıdır. Üniversite eğitimine devam etmeyecek bir öğrenci niçin türev, integralin detaylarını öğrenmek zorunda bırakılıyor.
Müfredat ile ilgili bir diğer eleştiri günümüz ihtiyaçlarına uygun olmamasıdır. Günümüz eğitiminde öğrencilere ilkokuldan itibaren sosyal medya, internet kullanımı, toplumsal yaşam, etik, kodlama, kişisel veri, genel hukuk gibi derslerin verilmesi gerekmekte.
Hepsini anladık ama genel hukuk ne alaka diyebilirsiniz. Henüz çok yakın zamanda arkadaşımın 16 yaşındaki kardeşi attığı twit nedeniyle "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçu nedeniyle hakim karşısına çıktı. Yazdığı twiti gördüm ve twit içerik olarak bu suç için fazlasıyla yeterli. Mahkemede attığı bir twitin başına bu işleri açmayacağını düşünerek yazdığını söyleyerek kendini savundu. Başka bir örnek verelim. Sosyal medya hesabında karikatür paylaşımı yapan kişi, hakkında dava açıldığını öğreniyor. Karikatürün çizeri haklı olarak telif istiyor. Bu ve benzeri binlerce olayla karşılaşıyor insanlar ve karşılaşmaya devam edecekler. Sadece ceza hukukunda karşılaşacakları durumlar için, haklarını bilen bilinçli vatandaşlar yetiştirmek içinde ilkokuldan itibaren hukuk derslerinin müfredata eklenmesi elzemdir.
Günümüzde hala elli yıl öncenin sistemi ve ders müfredatı ile eğitim yapmaya çalışıyoruz. Çocukların en iyi öğrenme yaşı 2- 6 yaş arası dönem. Ülkemizde bu yaş arasında okullaşma oranı artmakta fakat yeterli değil. 2-6 yaş arası çocukların tamamının okullaşması ve kaliteli eğitim almasının sağlanması gerekmektedir. Bu çocuklara en önemlisi "öğrenmeyi öğretmek" lazımdır. Ezberleyerek geçecekleri sınavlar, ezber kalıplar yerine kendi kendilerine öğrenebilmeyi öğretmeliyiz. 6-18 yaş arası eğitim ise yukarıda bahsettiğim gibi daha sade ve zamana uygun müfredat ile verilmelidir. Bu müfredat spor, sanat, genel kültür, trafik eğitimi gibi donatılmalıdır.
Eğitim insanlara meslek edindirme aracı değil, gençleri toplumsal hayata hazırlayan araç olmalıdır. Yapılan araştırmalar artık insanların 8-10 yılda bir meslek değiştirdiği bir dönemde olduğumuz söylüyor. Kişi yirmi sene sonra aldığı üniversite eğitimiyle çok farklı bir işte çalışabilecektir. Önümüzdeki yıllar bize meslek kurslarının dolayısıyla meslek okullarının önemini gösterecektir. Bu nedenle iyi tertip edilmiş meslek okulları oluşturularak, isteyen herkesin sınavsız buralara kayıt olarak eğitim alabileceği okullar oluşturulmalıdır.
Son olarak 85 milyon nüfusu olan ve genç bir nüfusa sahip ülkede bu genç nüfusun tamamını aynı müfredatla eğitmeye çalışmak beyhude bir uğraştır. Bu nedenle bölgelere, yeteneklere ve farklı bir çok kıstasa göre farklı bir çok eğitim sistemi oluşturulmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder