2019 yılında öğrencilerimle "gayrimenkul değerleme" dersinde ortak bir çalışma yaptık. Çalışmayı 2020 ve 2021 yıllarında tekrarlayıp makale yazmak istiyordum fakat covid salgını nedeniyle 2020 ve 2021 yıllarında çalışmayı yapamadık. Bu nedenle 2019 verilerini kullanarak meseleyi burada anlatmak istiyorum.
Sizlere 2019 yılında yaptığımız çalışmadan bahsetmek istiyorum. Her öğrenci on iki kişiye birçok soru soruyorlardı. Bu sorulardan en önemlisi yaşadıkları evin fiyatının aylık gelirlerine oranıydı. Kişi oturduğu evin değerini aylık gelirine bölüp oran buluyor ve bunu bize söylüyordu. Örnek verirsek 300.000 TL değerinde evde oturan kişinin aylık geliri 5.000 TL ise bu kişinin oranı 60 yapıyordu.
2019 çalışmamızda yaklaşık 200 öğrenci aynı ilde yaşayan yaklaşık 2400 kişiden veri topladı. Bu verilerden yaklaşık 2000 tanesini kullandık ve sonuç "62" çıktı. Bu oranın ardından TÜİK'in başka bir oranından bahsetmek istiyorum. Kişiler aylık gelirinin yaklaşık yüzde otuzunu ev için ayırabilmekteymiş.
Bu iki oranın birbiri ile ilişkisini kuralım. İlk oranımız şunu diyor bize kişi bugünkü gelirinin tamamını ev almak için biriktirmeye başlarsa 62 ay sonra ev alabiliyor. Yaklaşık 5 yıl. Basit bir örnek verirsek aylık geliri 10 lira olan kişi 62 ay bu parayı biriktirip 620 liralık ev alabiliyor. Fakat kişinin gelirinden önemli bir kısmını başka giderlerine ayırması lazım. Tüm gelirini ev için ayırması mümkün değil. İşte burada TÜİK verisi devreye giriyor. TÜİK ev için gelirden ayrılacak kısmın yüzde otuz olduğunu söylemekteydi. Bu durumda kişi 10 lira gelirin 3 lirasını konut için ayırabilecek ve 620 liralık evi yaklaşık 206 ay (yaklaşık 17 yıl) sonra alabilecektir.
Oranı bulurken enflasyon evin değerinin artması gibi faktörleri işin içine katmadığımız halde ülkemizin küçük bir ilinde dahi basit bir oranla kişilerin en temel ihtiyaçları için 17 yıl beklemeleri gerekiyor. Aynı hesabı araba içinde yaptığımızda 25'li yaşlarında iş hayatına başlayan bir genç ancak 50'li yaşlarından sonra ev-araba sahibi olabileceği sonucuna ulaşırız.
Bizim çalışmamızı sadece bir sene yapabilmemiz ve ülkemizin küçük bir kentinde 2000 kişinin cevapları doğrultusunda yapıldığı için doğru sonuç vermeyebilir. Fakat çok basit şekilde başka illerde internet sitelerinden bulunacak ev fiyatları ile asgari ücretli, memur, öğretmen gibi kişiler için bu oranlar rahatlıkla bulunabilir.
Örnek olarak 600.000 liralık bir ev için oranlar aşağıdaki gibi çıkacaktır.
-3.000 TL geliri olan 666 ay (55.5 yıl)
-5.000 TL geliri olan 400 ay (33.3 yıl)
-10.000 TL geliri olan 200 ay (16.6 yıl)
Günümüzde özel mülkiyet kavramının en temel basamağı olarak barınma ihtiyacını ele alabiliriz. Barınma ihtiyacını gidermek içinde insanların “konut” gereksinimleri hayati değerdedir. Özellikle ülkemizde insanların yaşam boyu en önemli amaçları istedikleri gibi bir konut sahibi olabilme arzusuyla geçmektedir. Bizim çalışmamızın amacı ise insanların bu en temel ihtiyacı için harcamak zorunda kaldıkları süreyi hesaplama isteğidir. Bu konuda ülkemiz genelinde yaptığım araştırmalarda yapılmış geniş çaplı araştırmalara rastlamadım. Fakat yurtdışında özellikle Amerika da bu konuda çok detaylı çalışmalar mevcut. Çünkü bu oranın sosyolojik, ekonomik, siyasi boyutları incelenmekte. Örneğin mortgage krizi ve bu oran üzerine çalışmalar görmekteyiz. Oranın mortgage krizinin geldiğini gösterdiğini görmekteyiz.
Ülkemizde bizim basit çapta yaptığımız inceleme insanların en temel ihtiyaçlarından olan barınma ihtiyacını karşılayacağı eve sahip olmak için nerdeyse tüm ömürlerini harcadığını göstermekte. Evin yanına bir de araba alınmak istediğinde emekli olana kadar çalışmak zorunda kalmaktalar. Bu nedenle ilk kez ev sahibi olacak kişilere yönelik Anayasa içerisinde belirtilen "sosyal devlet" olmanın bir gereği olarak çeşitli düzenlemeler ile yardımcı olunmalıdır. Çünkü sadece sosyal devlet olmanın gereği değil insanların ev sahibi olarak kendilerini güvende hissetmelerinin toplumsal etkileri toplum yaşamı açısından etkili olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder