Sivas Kongresi - Ya İstiklal, Ya Ölüm!

"Milli sınırlar içerisinde vatan bir bütündür birbirinden ayrılamaz" yazısı en dışarıda karşılıyor bizi. Kongrenin en temel özelliği bu cümlede gizli zaten. Sivas ülkenin tamamına yönelik bir kurtuluş savaşının dile getirildiği ilk mekan. Bu zamana kadar yöresel kurtuluş kıvılcımlarının kocaman bir bağımsızlık ateşine dönüştüğü yer. Aşağıda fotoğrafı bulunan Sivas Erkek Lisesi ev sahipliği yapmış bu kutlu zamanlara. Girişteki Mustafa Kemal'in "Cumhuriyetin temelini burada attık" sözü de tarihimizde bu kongrenin önemini bir kez daha nitelendiriyor.



İstanbul'dan Samsun'a giden vapurla başlayan ve uzunca bir mücadelenin sonunda mutlu sonla biten hikayede Mustafa Kemal'in Eylül ayında durağı Sivastır. 2 Eylül tarihinde şehre giriş yapar. Mustafa Kemal Paşa 18 Aralık tarihine kadar tam 108 gün Sivas'ta kalır. Kaldığı ilk odada eşyaları Müftü Abdurrauf Efendi ve ahali tarafından getirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa'ya ayrılan yatak odası hemen kongre salonunu yanında ufak bir odadır. Yatağın üstünde serili ipek örtünün hikayesi ise Kurtuluş Savaşının sahiplenilmesi anlatan çok güzel bir detaydır. Sivaslı bir genç kızın çeyiz sandığından çıkarıp Paşa'ya hediye ettiği elle fiyonk ve çiçek motifleriyle işlenmiş ipek çarşaf serilidir yatağın üzerinde. Odada bulunan halı, ibrik lamba gibi eşyalar Belediye Başkanının gelini Safiye Hanım'a aittir. Yıllardır süren savaşlardan kıt kanaat geçinebilen Sivas halkı özellikle Sivas kadını imece usulü döşemiştir Paşa'nın odasını. Kimi çeyizlik yatak örtüsünü,kimi ev eşyasını, kimi dededen kalma yadigarını...


Mustafa Kemal Paşa kendisi için hazırlanan odada yatacağı ilk gece yatağın üzerinde yer alan sarı renkli atlas yastığının üzerinde ibrişimle ve Arap harfleriyle işlenmiş şu beyiti gördü:

Cihanın canına mağrur olup incitme insanı
Süleyman-ı zaman olsan bırakırsın bu eyvanı

Paşa Mazhar Müfit'i çağırıp bu dizeler hakkındaki görüşlerini sordu. Mazhar Müfit açıkça size mesaj Paşam dedi. Sivas Paşa'ya "Dünya mevkinle gururlanıp insanları incitme, zamanın Süleyman'ı olsan bırakacaksın bu köşkü sen de" notunu yastığının üstüne işlemişti. "Paşa Mazhar'a dönüp bu uyarı hepimiz için. Yaptığımız her işte hepimiz için temel kural olacak." demiştir.


Kongre 4 Eylül tarihinde 38 delegenin katılımıyla toplandı.  Maddi imkansızlık, İstanbul hükumetinin baskısı gibi nedenlerle katılım düşük seviyede kalmıştır. Delegelerin hiç biri otelde kalmamış Sivaslılar tarafından evlerinde misafir edilmiştir. Delegelerin hepsi toplantıya başlamadan hiç bir siyasi görüş ve partiye hizmet etmeyeceklerine dair yemin etmişlerdir. Böylece mesele sadece vatanın kurtarılmasıdır diğer meseleler, görüşler ikinci plandadır mesajı verilmiştir.



Bir çok husus görüşülmüş, saatlerce çok hiddetli ve sert tartışmalar yaşanmıştır. Çokca tartışılan hususlardan biriside manda konusuydu. Bu hususta 8 Eylül gecesi Paşa'nın odasında yaşananlara bakalım. 8 Eylül akşamı Paşa'nın odasında yapılan toplantı da askeri tıp öğrencisi Hikmet Bey şöyle konuştu: "Paşa, delegesi bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklal davamızı başarmak için gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar olursa şiddetle karşı çıkarım. Farzı muhal manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i varan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel'in ederiz." Bu sözler Mustafa Kemal'i çok etkiler. "Arkadaşlar gençliğe bakın, Türk bünyesindeki asil kanın ifadesine bakın" der ve Hikmet Bey'e dönerek, "Evlat müsterih ol, gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak bile mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez. Tek tepe tek kurşun kalıncaya kadar mücadele yahut da; Ya istiklal, ya ölüm!" dedi.


Bu 38 delege bir milletin kaderini değiştirecek kararları görüşmüş ve 11 Eylül tarihinde kesinleştirmiştir. Ulusal kurtuluş ile ilgili yayın yapacak bir gazete çıkarılması, tüm yurdu temsil edecek heyet oluşturması, tüm cemiyetlerin tek çatı altında toplanması, milli sınırlar içerisinde ülkenin bir bütün olduğu, milletin geleceğine yine milletin kendisinin karar vereceği ve manda-himayenin kesinlikle reddedileceği gibi hususlar karara bağlanmış ve 12 Eylül tarihinde Sivas halkının huzurunda açık bir celse ile millet hakimiyetinin ve istiklal ruhunun daima kalplerinde yaşayacağı ve Anadolu’nun her türlü mukavemete hazır ve muntazır olduğu bütün dünyaya ilan edilmiştir.

Bu açıklama ile tüm dünyaya Kurtuluş Savaşının fitilinin ateşlendiği ilan ediliyordu.


Kongre devam ederken Anadolu kadının vefakar tavrı Mustafa Kemal'in gözünden kaçmıyordu. Eğer bu mücadele başarıya ulaşacaksa vefakar Anadolu kadının emeği gerekiyordu. Bu nedenle Anadolu Kadınları Müdafa-i Vatan Cemiyeti adı altında bir cemiyet kurulması için de gerekli çalışmaların başlanmasına karar verilmiştir. Ayrıca kadınların bu azmi Mustafa Kemal'in dikkatini çekmiş ve Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte bu fedakar Anadolu kadınlarının sahip olması gereken haklar konusundan bir çok Dünya ülkesinden önce davranmıştır.

Kara Fatma ile Mustafa Kemal'in Sivas'ta tanışma hikayeleri de ilginçtir. Kurtuluş Savaşına katılmak isteyen Fatma Seher Erden, Paşa'nın Sivas'ta olduğunu duyunca İstanbul'dan Gülcemal vapuruna binip Samsun'a gelir. Samsun'dan at arabası ile Sivas'a geçer. Fakat Paşa'yla görüşmenin bir türlü imkanını bulamaz. 3 günlük takibin neticesinde Paşa öğle yemeği için bir davete giderken önünü keser. Paşam sizinle görüşmek istiyorum der. Paşa sen kimsin kadın diyor. Benim tek isteğim var başlattığınız kurtuluş savaşında görev almaktır, bana yetki belgesi verin der. Mustafa Kemal bu erkek işi, toptan tüfekten korkmaz mısın deyince; hayır Paşam korkmam, hatta Erzurum da Ermeni çetelere karşı çok savaştım diyor.

Bu diyalog Paşa'nın çok hoşuna gidiyor ve üzerinde kara çarşaf olan Fatma'ya "keşke tüm Türk kadınları senin gibi olsa Kara Fatma" diyor. Fatma Seher'in bundan sonra ömrü boyunca ismi Kara Fatma oluyor böylece. Paşa'nın izniyle bir çok yerde özellikle batı cephesinde Kara Fatma'nın bir çok kahramanlığına denk geliyoruz. Sadece Kara Fatma değil vefakar Anadolu kadını üstüne düşen vazifeyi fazlasıyla yerine getiriyor.


Mustafa Kemal Paşa bağımsızlık ateşini yaktığı Sivas'a geldiğinin 108. günü Ankara'ya doğru yola çıkar. Tam 108 gün Sivas'ta General Harbord görüşmesi, komutanlar toplantısı, Fransız binbaşı ile görüşme, İzmir işgaline yönelik protestoların tertibi gibi bir çok olay gerçekleşir. 

4 Eylül 1919 tarihinde başlayan Kongre bir milletin kaderinin tayin edildiği ve istikametin çok net çizildiği dönüm noktalarından birisidir. Türk Milleti için istikamet apaçık.

Tek tepe tek kurşun kalıncaya kadar mücadele yahut da; Ya istiklal, ya ölüm!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder