Şampiyonlar Ligi Şampiyonu

Sene 2011... Orduspor uzun bir süre sonra yeniden Süper Lig'e yükseldi. Orduspor başkanı -internette rahatlıkla bulabilirsiniz- bulduğu her mikrofona ve gazeteciye çok kısa sürede -bazı röportajlarında 3 yıl bazılarında 5 yıl olarak ifade etmiş- hem süper lig şampiyonu olacaklarını hem de Avrupa'da başarılı olacaklarının demecini veriyordu. 

Sene 2017... Orduspor bölgesel amatör lige düştü.

Sene 2018... Orduspor bölgesel amatör ligden 1. amatör lige düştü.

Aslında bu hikayenin öznesi Orduspor değil. Türk futbolunda bir çok örneği var. Manisa, Eskişehir, Gaziantep, Karabük... Liste uzar gider. 

Biz Orduspor ile başlayıp futbol iklimimizi konuşalım.

Orduspor Süper Lig'e çıktıktan sonra başkan hedef Avrupa ve süper lig şampiyonluğu diyerek kolları sıvıyor. Dünyaca ünlü teknik adam Hector Cuper Ordu'ya getiriliyor, transferler yapılıyor. Kulüp ödenemeyecek borçlar altına sokuluyor. Sadece birkaç yıl sonra, 2017 senesinde Orduspor amatör lig takımı haline geliyor. 

Peki burada hesap sorulmuş mu? Bu işin sorumlusu kim, niçin böyle oldu denilmiş mi? Tabii ki hayır.

Sizlere Orduspor dışında bir örnekten bahsedeyim. Karabükspor. 

Karabükspor'un batma hikayesinde küçük bir örnek vermek istiyorum.  Kulübe 1 ay içerisinde yaklaşık yedi milyon soda, iki tır beyaz peynir gibi harcamalar yapılmış.* Bir ay içinde yedi milyon soda. Kulüp çalışan sayısı yüz kişi diye hesap etsek hatta altyapı futbolcularını falan ekleyip bin kişi üzerinden hesap yapsak, kişi başı bir ay içerisinde kaç bin soda içildiğinin hesabı dahi yapılamıyor. Olayı biraz daha abartalım. Karabük ilimizin nüfusu yaklaşık 250.000. İl de yaşayan herkese bir ay içerisinde yaklaşık elli tane soda ısmarlansa ancak yedi milyon soda yapıyor.

Türk futbolunda batan onlarca spor kulübü. Hepsi de şehir takımları. Karabükspor'un soda hikayesi aslında çok küçük olay. Ülke spor kulüplerimizin çoğunda daha dehşetli olaylar yaşanıyor. Kardeşinin menajerlik şirketinden hayali futbolcu transfer edenler, kulüp üzerinden kara para aklayanlar, fahiş fiyatlara kendi şirketinden kulübe mal satanlar, konaklamayı kendi otelinde yapanlar... Liste uzayıp gidiyor.

Niçin Avrupa'nın en çok antrenör/teknik direktör değiştiren ülkesiyiz? Bu sorunun cevabı yukarıda anlatılanlarda gizli. Süper ligde bir yıl içerisinde 4-5 sefer antrenör değiştiren takımlar var. Bu kadar istikrarsız bir ortamda başarı, güzel futbol, ekonomik sürdürülebilirlik olur mu? Olmaz. Zaten amaç bu değil. Her antrenör değişikliği yeni transfer demek. Yeni transfer yeni komisyon demek. O meşhur reklamın repliği ile söylersek "alın verin ekonomiye can verin" demek.

Ülkemizde futbol Avrupa'da başarı, sürdürülebilir sistem yaratma, gençleri spora teşvik etme gibi amaçlarla yapılmıyor. Futbol transfer ve rant ekonomisinin birileri tarafından paylaşılması için oynanıyor. Bu nedenle bu kadar sık antrenör değişiyor. Bu nedenle koca şehir takımları birer bire batıyor. İsminin başına "Yeni" eklenerek yeniden açılıyor. Peki bu isminin başına "Yeni" konulana takımlar batınca ne olacak. Onun çözümü kolay. Takımın başına "Yepis Yeni" yazarız, olur biter.

Çok süper ligimizin güzide kulüplerinin rezerve (eski adıyla paf ligi) olmadığını biliyor musunuz? Masraf oluyor diye gençlerin oynadığı ligi kapattılar. Fransa takımı Lyon Altay takımından genç bir stoperi(19 yaşında) transfer etti. Fransız gözlemciler Altay altyapısında oynayan genç stoperi izleyip, beğenip transfer ederken bizim Milli Takım gözlemcileri Riva'da soda içtiğinden olsa gerek bu genç kardeşimiz milli takımın hiçbir yaş kategorisinde forma giymemişti. Fransız kulübün gözlemcileri İzmir'den gencecik çocuğu bulup transfer ederken bizim milli takımımızın bu futbolcudan haberi yok. Çünkü böyle bir dertleri yok. 

Sadece Karabükspor'un yedi milyon sodası üzerinden düşünelim. Yedi milyon soda parasıyla gençlerin futbol oynayacağı kaç tane çim saha yapılır? Paf takımın kaç senelik masrafı karşılanır? Kaç gözlemci istihdam edilir? 

Sorular uzar gider ama cevapsız kalır.

Çünkü futbol bizim ülkemizde gençlerin spor yapması, taraftarın eğlenmesi, Avrupa'da başarılı olmak gibi amaçlar için oynanmaz. Sadece bir kulübe yedi milyon soda satmak için veya daha büyük ölçekte söylersek koca kulüplerinin içini boşaltmak için oynanır. 

Sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; "Şampiyonlar Ligi Şampiyonu" sizsiniz şeker kardeşim. Hangi konuda şampiyonlar ligi şampiyonu anladınız siz..!

*https://www.fotomac.com.tr/karabukspor/2018/09/08/karabukspor-boyle-batmis

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder