Ceza hukukunda temel bir kaide vardır. "Bilmemek mazeret sayılmaz." Bu hususta son yıllarda yargı kararlarında sıkça karşılaştığım bir durumdan bahsetmek istiyorum. Öncelikle problemi anlatıp ardından çözümünden bahsedelim.
İnternetin ve dolayısıyla sosyal medya, yazışma programları gibi paylaşım platformlarının hayatımıza girmesi ile çok mühim bir mesele karşımıza çıktı. Veri ve veri güvenliği. Basit örnekler vererek ilerleyelim. Örneğin; bir arkadaşınızla yaptığınız yazışmanın ekran görüntüsünü alıp paylaşıyorsunuz, başkasının fotoğrafını kullanıyorsunuz, başkasının şifresi ile sistemlere girip veri değiştiriyorsunuz... Hepimiz bu işlemleri hem yapıyoruz hem de bizimle ilgili yapıldığına şahit oluyoruz. İşte işin problem kısmı burada.
Bu yaptıklarımız veya yapılanlar suç oluyor. Son yıllarda yargı kararlarında sıkça bununla ilgili cezalandırmalarla karşılaşıyoruz. Özellikle gençler arasında hem hukuki hem sosyolojik ciddi problemler oluşturuyor. Çok yakın zamanda tanık olduğum iki olayla işin vahametini anlatayım.
İlk olarak lise öğrencileri okuldaki öğretmenlerinden birisinin e-okul şifresini alıp, Milli Eğitim Bakanlığı'nın sistemine girerek notlarını ve devamsızlık gün sayılarını değiştiriyorlar. Öğrencilerin hepsi on sekiz yaşının altında. Daha sonra mezun oluyorlar fakat mezun olduktan sonra bu değişiklik ortaya çıkıyor. Olaydan yıllar sonra haklarında dava açılıyor. Aralarında üniversiteyi bitirmiş olanlar var. "Suça sürüklenen çocuk" olarak mahkeme koridorlarında koşturuyorlar.
İkinci olarak ise on yedi yaşında genç Twitter üzerinden ülkemizde yer alan bir gruba karşı içeriği çok ağır (tehdit, hakaret... ) twit atıyor. Twitter hesabında kendisini takip eden 4-5 kişi var. Fakat hesap açık, açık olduğu için yazdığı twitin ekran alıntısı yapılabiliyor. Ekran alıntısı yapan bir kişi savcılığa şikayette bulunuyor ve genç hakkında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" nedeniyle dava açılıyor. Bu gencimiz bu davada hapis cezası aldı.
Bu anlattığımı iki örneği çoğaltarak arttırabiliriz. Yakın zamanda bir doktorun boşanma sürecindeki kardeşinin eşinin kullandığı ilaçları Sağlık Bakanlığı sisteminden öğrenmesi ve bunu boşanma davasında kullanmaya çalıştığını gördük haberlerde. Başka bir örnekte futbol takımı çalışanı transfer etmeye çalıştığı oyuncu başka takıma gidince yaptıkları yazışmaları internette yayınladı. Eşinin, sevgilisinin kişisel verileri ile ilgili çokça haberle karşılaşıyoruz. Özellikle sevgilisinin, eşinin gönderdiği fotoğrafı, videoyu çeşitli sebeplerle (popülerlik, intikam, tehdit,...) internette paylaşan kişilerin haberlerini hem sık hem de gün geçtikçe çok daha fazla karşılaşıyoruz.
Saydığımız tüm olaylarda hukuki boyutun arkasında daha büyük bir tehlike, sosyolojik yıkım bizleri beklemekte. İnternette yayılan verinin bir daha silinememesi ve kişiyi ömrünün sonuna kadar takip edecek olması ağır buhran ve sıkıntılara neden olmaktadır.
İşin problem kısmı burası. İnternetin, cep telefonunun hayatımıza girmesi çok yeni. Özellikle herkesin elinde artık bir kamera ve istediğini yazıp yayınlayabileceği bir mecranın olması çok daha yeni. Son 10-15 yılda kameralı telefonlar ve paylaşım programları hayatımıza girdi. Bu nedenle bu yeniliklerin nasıl kullanılması gerektiği, yanlış kullanılırsa nasıl problemlere yol açacağı konusunda ciddi anlamda eksik bilgi bulunmakta. Hatta hiç bilgi bulunmamakta. Bunun neticesinde ciddi cezalandırmalar ile karşı karşıya kalınmakta.
Problemin ardından çözüm kısmına gelelim. İdarenin ana vasfı bilgilendirmedir. Bu nedenle öncelikle "kişisel verilerin korunması" ve sosyal medya ile ilgili çok kapsamlı bilgilendirmenin (reklam, afiş, kısa mesaj ) yapılması gerekiyor. Her yaş grubu için çok çeşitli şekillerde bu bilgilendirme yapılmalıdır. Bu bilgilendirmenin ardından eğitim müfredatlarında bu yönde güncelleme yapılmalıdır (Benzer bir yazı için tıklayınız). Müfredat içerisine birinci sınıftan itibaren toplumsal düzen kuralları, etik, ahlak, genel hukuk gibi çok basit eklemeler yapılmalı ve altıncı, yedinci sınıftan itibaren "bilmemek mazeret olmaz" kaidesi kapsamında bilmeleri gereken asgari hukuki, toplumsal meseleler azar azar anlatılmalıdır. Başkasının yazışmasını, fotoğrafını paylaşmanın hem suç olduğunu ayrıca bu suçun karşı tarafa psikolojik zarar verebileceği kişilere öğretilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder