
"Bizden biri" olarak Nobel alan ilk ve tek insandır (!) Aziz Sancar. Nobel barış ve edebiyat dalında verilen ödüller siyasi anlamlar içerir. Özellikle son yirmi yılda tamamen siyasidir. Örneğin "nükleer silah" bahanesi ile Irak katliamını yapmış, terörü bitireceğim diye Afganistan'a girip ülkeyi terör batağına çevirmiş ülkenin yeni seçilmiş çiçeği burnunda "siyahi" başkanına Barış Nobel'i verirler. Daha seçileli bir kaç ay olmasına rağmen dünya barışına nasıl katkı yaptığı kocaman bir soru işaretidir. Fakat Irak, Afganistan gibi ülkelerde yapılan katliamların, ölümlerin neticesinde bozulan imajın düzeltilmesi için araçtır Nobel. Ayrıca belirtelim ki "Siyahi" olması özellikle belirtilerek dünya çapında pozitif etki yaratılması 21. yy.dadır. Burada bir dip not ekleyip devam edelim. Çok gerici olarak yaftalanan benim dinimin Peygamberi ise yaklaşık 1400 yıl önce beyaz olanın siyah olana üstünlüğü yoktur diyordu.O senenin Nobel ödülü verileceğinde imajı düzeltilecek batı ülkesi veya siyasi baskı yapılacak bir ülke varsa ödül ona göre belirlenir. Örneğin Çin'e siyasi baskı yapılacaksa Çinli muhalif bir yazara verilir ödül veya Fransa'nın düzenlediği Türkiye aleyhine "Ermeni soykırımını reddetmenin suç sayılmasını" öngören yasa teklifi Fransa Parlemontosu'nda kabul edildikten bir saat sonra hiç bir belgeye dayanmadan Türkler Ermenileri öldürmüştür diyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı vasat yazara Nobel Edebiyat ödülünü verirler.
Bizimle aynı ülkenin vatandaşı Nobel alabilir ama bu onun bizden olduğunu göstermez. Yine aynı şekilde bir kadın yazarımız vardır ki Nobel alabilmek için yapmadığı iş kalmamıştır. Ermeni meselesinde açıklamalar yapmış fakat bu hususta siyasi ödülü Pamuk gibi yazar rakibine kaptırmıştır. Bunun üzerine elini kuvvetlendirmek için biseksüelim ve Türkiye'de bu konuda çok baskı gördüm açıklaması yapmış, soyadının batıya daha uygun olması için "ş" harfi yerine "sh" koymuş, her türlü hususta ülkeyi karalamış kısacası atmadık takla bırakmamış fakat bir türlü Nobel'i alamamıştır. Fakat irade ve azmini kaybetmediği takdirde Türkiye'ye yönelik ilk siyasi baskıda Nobel almaya aday en önemli isim kendisidir.
Edebiyat ve Barış ödülleri siyasi silah olarak kullanılırken bu iki ödülün dışında verilen ödüller bu kadar siyasi değildir ve emek sonucu alınır. Önceki yıl alanında başarılı olan isimlere verilir. Aziz Sancar ödülü aldığı sene dünya genelinde akademisyenlerin sıralandığı h-index sıralamasında açık ara birinciydi. Tamamen hak ederek, ülkesini karalamadan, rezil ve utanılacak durumlara düşmeden kazandı. Şimdiye kadar diğer nobel alan ve almaya çalışan bizimle aynı ülkenin vatandaşlarının niçin "bizden" olmadığını anlattık. Peki şimdi Aziz Sancar'ın bizden biri olmasının hikayesine gelelim.
Mardin'in Savur köyünde başladı Hoca'nın hikayesi. Çiftçi ailenin sekiz çocuğundan yedincisiydi. Kendisi "okuma-yazma bilmeyen fakat eğitimin önemini bilen bir ailenin çocuğuydum" diye anlatıyor. Mardin de başlayan hikaye İstanbul Tıp Fakültesi ile devam ediyor. Tüm okulları birincilikle bitiriyor. Okul bitince Mardin'e dönüp doktorluk yapıyor iki sene ve hayatımın en güzel yıllarıydı diyor o iki sene için. Aldığı bütün maaşı köylünün ilacına, çocukların şekerine harcıyormuş. Öyle seviyorlar ki Hocayı yazdığı reçeteyi muska olarak üzerinde taşıyanlar, suda bekletip suyunu içenler oluyor. Bizden biri dememin nedeni anlaşılıyor değil mi.
Mardin de doktorluğum ardından bursla Amerika'ya gidiyor. Amerika'ya gidiyor gitmesine ama İngilizce bilmiyor. Fakat azmiyle hallediyor. Günde yirmi saate yakın çalışıyor. Çok çalıştığı için "Yasalarımıza göre bu kadar saat çalışman yasak" diye uyarıyorlar hatta. Kalacak yer bulamıyor, kamu binalarında gizlice yatıyor fakat yakalanıyor. Hocası çıkarıp para veriyor, git kendine kalacak yer ayarla bununla diyor. Nobel ödülünü almaya çıktığında ilk teşekkür ettiği isimlerden birisi bu adam. Tam 40 sene her Noel Bayramında aradım Hoca'mı, bana yaptığı iyiliği unutamam diyor. Anadolu irfanının en güzel meyvelerinden biridir vefa. Aziz Hoca'da bizden biri, Anadolu çocuğu sonuçta.
2007 yılında Vehbi Koç Bilim Ödülünü aldığında 100 bin dolar ödül veriyorlar. Kendi cebinden de 100 bin dolar koyuyor ve Kuzey Carolina'nın Cahepel Hill kasabasında Türk Evini kuruyor(Türk Evi).Amerika'ya ilk gittiğinde çektiği sıkıntıları anlattık. Bundan sonra gelen Türk çocukları sıkıntı çekmesin diye Türk evini kurdum diyor. Eşiyle birlikte tüm parasını buraya harcıyorlar. Doğduğu ve kendini büyüten toprakları unutmuyor hiç bir zaman.
Ödülü aldıktan sonra ödülünü sergilenmesi için Anıtkabir'e bırakıyor. Osmanlı tuğralı kravat takıyor. Türk evinde Türk Bayraklı, Türkiye formalı fotoğraflarını paylaşıp, evine Fatih Sultan Mehmet portresi asıyor. Hayatta en büyük hayalim ilerde çocuklarımızın kitaplardan benim bulduklarımı okuyup bunu bir Türk yaptı bende yapabilirim demesidir diyor. Ülkenin tüm değerlerini sahipleniyor, ülkenin çocukları üzerine hayal kuruyor ve hepimizin gönlünü kazanıyor.
En çok hoşuma anlarından birisi de Hocaya Galatasaray forması hediye edildiğinde ki mutluluğudur. Gözlerinin içi gülüyordu. Gençliğinde kaleci olmak istiyordu Aziz Hoca. Berlin Panteri Turgay Şeren hayranıydı. Milli Takım kalecisi olmaktı hayali. Yıllar sonra tuttuğu takım Galatasara'ın tüm futbolcularının ve hayranı olduğu Turgay Şeren'in "Berlin Panterinden Nobel Fatihi'ne" yazarak imzaladığı formayı aldığında gözlerindeki mutluluk gösteriyordu niçin "bizden biri" diye tanımladığımı.
Bizimle aynı ülkenin vatandaşı Nobel alabilir ama bu onun bizden olduğunu göstermez. Yine aynı şekilde bir kadın yazarımız vardır ki Nobel alabilmek için yapmadığı iş kalmamıştır. Ermeni meselesinde açıklamalar yapmış fakat bu hususta siyasi ödülü Pamuk gibi yazar rakibine kaptırmıştır. Bunun üzerine elini kuvvetlendirmek için biseksüelim ve Türkiye'de bu konuda çok baskı gördüm açıklaması yapmış, soyadının batıya daha uygun olması için "ş" harfi yerine "sh" koymuş, her türlü hususta ülkeyi karalamış kısacası atmadık takla bırakmamış fakat bir türlü Nobel'i alamamıştır. Fakat irade ve azmini kaybetmediği takdirde Türkiye'ye yönelik ilk siyasi baskıda Nobel almaya aday en önemli isim kendisidir.
Edebiyat ve Barış ödülleri siyasi silah olarak kullanılırken bu iki ödülün dışında verilen ödüller bu kadar siyasi değildir ve emek sonucu alınır. Önceki yıl alanında başarılı olan isimlere verilir. Aziz Sancar ödülü aldığı sene dünya genelinde akademisyenlerin sıralandığı h-index sıralamasında açık ara birinciydi. Tamamen hak ederek, ülkesini karalamadan, rezil ve utanılacak durumlara düşmeden kazandı. Şimdiye kadar diğer nobel alan ve almaya çalışan bizimle aynı ülkenin vatandaşlarının niçin "bizden" olmadığını anlattık. Peki şimdi Aziz Sancar'ın bizden biri olmasının hikayesine gelelim.
Mardin'in Savur köyünde başladı Hoca'nın hikayesi. Çiftçi ailenin sekiz çocuğundan yedincisiydi. Kendisi "okuma-yazma bilmeyen fakat eğitimin önemini bilen bir ailenin çocuğuydum" diye anlatıyor. Mardin de başlayan hikaye İstanbul Tıp Fakültesi ile devam ediyor. Tüm okulları birincilikle bitiriyor. Okul bitince Mardin'e dönüp doktorluk yapıyor iki sene ve hayatımın en güzel yıllarıydı diyor o iki sene için. Aldığı bütün maaşı köylünün ilacına, çocukların şekerine harcıyormuş. Öyle seviyorlar ki Hocayı yazdığı reçeteyi muska olarak üzerinde taşıyanlar, suda bekletip suyunu içenler oluyor. Bizden biri dememin nedeni anlaşılıyor değil mi.
Mardin de doktorluğum ardından bursla Amerika'ya gidiyor. Amerika'ya gidiyor gitmesine ama İngilizce bilmiyor. Fakat azmiyle hallediyor. Günde yirmi saate yakın çalışıyor. Çok çalıştığı için "Yasalarımıza göre bu kadar saat çalışman yasak" diye uyarıyorlar hatta. Kalacak yer bulamıyor, kamu binalarında gizlice yatıyor fakat yakalanıyor. Hocası çıkarıp para veriyor, git kendine kalacak yer ayarla bununla diyor. Nobel ödülünü almaya çıktığında ilk teşekkür ettiği isimlerden birisi bu adam. Tam 40 sene her Noel Bayramında aradım Hoca'mı, bana yaptığı iyiliği unutamam diyor. Anadolu irfanının en güzel meyvelerinden biridir vefa. Aziz Hoca'da bizden biri, Anadolu çocuğu sonuçta.
2007 yılında Vehbi Koç Bilim Ödülünü aldığında 100 bin dolar ödül veriyorlar. Kendi cebinden de 100 bin dolar koyuyor ve Kuzey Carolina'nın Cahepel Hill kasabasında Türk Evini kuruyor(Türk Evi).Amerika'ya ilk gittiğinde çektiği sıkıntıları anlattık. Bundan sonra gelen Türk çocukları sıkıntı çekmesin diye Türk evini kurdum diyor. Eşiyle birlikte tüm parasını buraya harcıyorlar. Doğduğu ve kendini büyüten toprakları unutmuyor hiç bir zaman.
Ödülü aldıktan sonra ödülünü sergilenmesi için Anıtkabir'e bırakıyor. Osmanlı tuğralı kravat takıyor. Türk evinde Türk Bayraklı, Türkiye formalı fotoğraflarını paylaşıp, evine Fatih Sultan Mehmet portresi asıyor. Hayatta en büyük hayalim ilerde çocuklarımızın kitaplardan benim bulduklarımı okuyup bunu bir Türk yaptı bende yapabilirim demesidir diyor. Ülkenin tüm değerlerini sahipleniyor, ülkenin çocukları üzerine hayal kuruyor ve hepimizin gönlünü kazanıyor.
En çok hoşuma anlarından birisi de Hocaya Galatasaray forması hediye edildiğinde ki mutluluğudur. Gözlerinin içi gülüyordu. Gençliğinde kaleci olmak istiyordu Aziz Hoca. Berlin Panteri Turgay Şeren hayranıydı. Milli Takım kalecisi olmaktı hayali. Yıllar sonra tuttuğu takım Galatasara'ın tüm futbolcularının ve hayranı olduğu Turgay Şeren'in "Berlin Panterinden Nobel Fatihi'ne" yazarak imzaladığı formayı aldığında gözlerindeki mutluluk gösteriyordu niçin "bizden biri" diye tanımladığımı.
Bir programda "Ben Müslümanım ve Allah'a inanıyorum" diyor ve bizden olmanın en önemli şartlarından birini daha sağlıyor. "Linç". Hocanın tırnağı olmayacak tipler tarafından akıl almaz eleştiriler yapılıyor. Hele bir de nükleer enerji için bakanlığın çekti reklam filminde oynayınca ne cahilliği kalıyor ne iş bilmezliği.
Aziz Sancar bizlere unuttuğumuz bir şeyleri hatırlatıyor. Hem de bizden biri olarak yapıyor bunu. Çalışmanın, azmin vücut bulmuş hali olarak çıkıyor karşımıza. Ben çok zeki değilim, çok çalışkanım diyerek ders veriyor tüm "okullarda zeki ama çalışmıyor" ezberiyle büyütülen gençlere. Ülkemiz aleyhinde çalışıp Nobel peşinde koşanlara inat, Ülkeniz için çalışın diyor. Bu durum onu "Bizden biri" olarak Nobel alan ilk ve tek insan olarak kaydediyor benim hafızama.
"Bizden biri" olmayı başaranlar hiç bir zaman unutulmuyor ve unutulmayacak...
YanıtlaSil"Bizden biri" olmayı başaranlar hiç bir zaman unutulmuyor ve unutulmayacak...
YanıtlaSilDAHA HEYACANLI DAHA AKICI OLSA DAHA GÜZEL OLURDU
YanıtlaSil