Nisan ayları başında salgın sonrası neler olabileceğine dair yazı paylaşmıştım (yazının tamamı için tıklayınız). Şimdi ise ülkemiz özelinde neler olması gerektiğine dair düşüncelerimi paylaşacağım. Salgın sonrası Türkiye'nin yol haritasında 3 başlığın öne çıkması gerektiğini ve bu 3 başlığın hemen uygulanmaya başlanılması ile ülkemizin çok kısa sürede çok büyük mesafeler alacağını düşünüyorum. Şimdi gelin bu 3 başlığa bakalım.
1.Liyakat
Türkiye "Liyakat" kavramının ne denli önemli olduğunu koronavirüs sürecinde yeniden gördü. Alanının başarılı isimlerinden oluşan bilim kurulunun başarılı çalışmaları ile süreç kontrol altında tutulabildi. Maalesef devletin her kurumunda kronik hale gelmiş adam kayırma, torpil ülkemizin ayağına sıkılan kurşundur. Ehline verilmemiş işler, kurumlar devletin işleyişini bozmaktadır. Her kurumun eşi, dostu işe almak için kişiyi tarif eden ilanlarla kadro açması yetmezmiş gibi üstüne bir de mülakat yapıp zorla işin ehli olmayan tanıdığını işe alması hem kurumları işleyişini hemde vatandaşın devletine olan güvenini sarsmaktadır. Maalesef bu torpilin partisi, kurumu, kişisi de yoktur. Hemen hemen her kurumda görmekteyiz(Liyakat ile ilgili ayrıntılı başka bir yazı için). Belediyeler, üniversiteler, merkezi kurumlar... Koronavirüs sürecinde oluşturulan bilim kurulu bize liyakat kavramını yeniden hatırlattı. Salgın sonrası süreçte inşallah işi hak eden kişiyi sistemin dışına atan bu köhne torpil sistemi tarihin karanlıklarına gömülür. Gömülmesi de gerekir. Eğer daha aydınlık, daha güzel, daha gelişmiş bir ülke de yaşamak istiyorsak ilk adımımız liyakat ilkesinin uygulanmasıdır.
2. Tarım ve Hayvancılık
Yıllarca bizlere tarım gelişmemiş ülkelerin gelir kalemidir, gelişmiş ülke olmak için sanayinin gelişmesi gerekir denildi. Benim lise coğrafya kitabında tarımın gelişmemiş ülke göstergesi olduğu yazıyordu. Halbuki tarım ihracatçıları listesine baktığımız da en tepede ABD ardından Hollanda, et ürünlerinde ise Fransa, Avustralya gibi ülkeleri görüyoruz. Koronavirüs süreci bize tarımın ve hayvancılığın önemini bir kez daha göstermiştir. Türkiye yaklaşık yarım milyar insana yetebilecek tarım kapasitesi ile çok büyük bir ekonomik değere sahiptir. Hollanda da 250 bin kişi tarım ile uğraşırken yaklaşık 100 milyar tarım ihracatı bulunmaktadır. Bizlerinde salgın sonrası detaylı bir köye dönüş projesi hazırlayıp insanları tarım yapmaya teşvik etmemiz gerekiyor. Hazine arazilerini tarıma açıp gerekirse zorunlu üretim sistemine geçmeliyiz. Devletin kuracağı kooperatifler ile bu üretim kontrol edilmeli, eksikleri giderilmeli ve üreticiye yardım edilmelidir. Bu üretim kooperatifleri ile üretilen ürünler kooperatiflerin kendi marketlerinde satılmalı böylece aradan aracıların çıkarılması ile halkın ucuz ve sağlıklı ürün yemesi sağlanmalıdır. Tarımsal üretim yapacak kişilere yönelik Devlet her türlü imkanı sağlamalıdır. Sağlık hizmetleri, çocukları için eğitim hizmeti... Hem kendimize yetecek üretimi sağlamalı hem de yapacağımız ihracat ile ülkeye girdi sağlayabiliriz. Kısa sürede kalkınmanın temellerinden birisi de tarım ve hayvancılığın modern şartlarda geliştirilmesidir.
3.Meslek Liseleri
Eğitim zaten kanayan yaramız. Fakat eğitimden daha kötü ve daha önemli bir konumuz meslek liseleri. Ağızlara slogan olan söylemle meslek lisesi memleket meselesi. Maalesef herkesi üniversiteli yapmaya yönelik devlet politikamız nedeniyle milyonlarca vasıfsız üniversite mezunu ürettik(Bu konuda yazım için tıklayın). Salgın sürecinde maske üreten(haber linki), solunum cihazı(haberin linki) yapan ve daha bir çok ülke için gerekli malzemeyi üreten meslek lisesini haberlerde gururla seyrettim. Meslek lisesinin vasfı budur zaten. Üretime katılacak ara elemanı yetiştirmek. Bir ülkede milyonlarca mühendis, mimar olursa veya milyonlarca iktisat, işletme mezunu olursa mobilya işini kim yapacak. Ayrıca bu milyonlarca lisans mezunu gence iş imkanı nasıl sağlanacak. Türkiye'nin son yıllarda en önemli problemlerinden birisi bu ve çözümü çok basit. Üretimin içinde yer alan ve okurken mesleğin icra edildiği kaliteli meslek liseleri açmak. Bu meslek lisesinde öğrencilerin öğrencilikleri boyunca üretimin içinde yer alması şart. Bu üretim-eğitim mantalitesine uygun eğitici kadrolar ile iş, zanaat sahibi yüz binlerce genci mezun edebiliriz. Hem üretimin devamı ile ülke ekonomisine katkı sağlanır hem de meslek sahibi nesiller yetiştirilmiş olur.(Eğitim ile ilgili başka bir yazı için tıklayınız)
Covid-19 salgını sonrası yepyeni bir dünya oluşacak. Şayet bu ortamda eski kısır, verimsiz çekişmelerimiz ile devam etmek istiyorsak devam edebiliriz. Fakat bunun kimseye faydası olmadığı ortada. Bu nedenle yepyeni bir Türkiye inşa etmeliyiz. Bana göre bunun için ilk el atmamız gereken 3 mesele liyakat, tarım ve meslek liseleridir.
Eğitim zaten kanayan yaramız. Fakat eğitimden daha kötü ve daha önemli bir konumuz meslek liseleri. Ağızlara slogan olan söylemle meslek lisesi memleket meselesi. Maalesef herkesi üniversiteli yapmaya yönelik devlet politikamız nedeniyle milyonlarca vasıfsız üniversite mezunu ürettik(Bu konuda yazım için tıklayın). Salgın sürecinde maske üreten(haber linki), solunum cihazı(haberin linki) yapan ve daha bir çok ülke için gerekli malzemeyi üreten meslek lisesini haberlerde gururla seyrettim. Meslek lisesinin vasfı budur zaten. Üretime katılacak ara elemanı yetiştirmek. Bir ülkede milyonlarca mühendis, mimar olursa veya milyonlarca iktisat, işletme mezunu olursa mobilya işini kim yapacak. Ayrıca bu milyonlarca lisans mezunu gence iş imkanı nasıl sağlanacak. Türkiye'nin son yıllarda en önemli problemlerinden birisi bu ve çözümü çok basit. Üretimin içinde yer alan ve okurken mesleğin icra edildiği kaliteli meslek liseleri açmak. Bu meslek lisesinde öğrencilerin öğrencilikleri boyunca üretimin içinde yer alması şart. Bu üretim-eğitim mantalitesine uygun eğitici kadrolar ile iş, zanaat sahibi yüz binlerce genci mezun edebiliriz. Hem üretimin devamı ile ülke ekonomisine katkı sağlanır hem de meslek sahibi nesiller yetiştirilmiş olur.(Eğitim ile ilgili başka bir yazı için tıklayınız)
Covid-19 salgını sonrası yepyeni bir dünya oluşacak. Şayet bu ortamda eski kısır, verimsiz çekişmelerimiz ile devam etmek istiyorsak devam edebiliriz. Fakat bunun kimseye faydası olmadığı ortada. Bu nedenle yepyeni bir Türkiye inşa etmeliyiz. Bana göre bunun için ilk el atmamız gereken 3 mesele liyakat, tarım ve meslek liseleridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder